Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ıncı maddesinin 2 numaralı bendine göre, hizmetli ve işçilerin ilaç ve tedavi giderleri ticari kazancın safi tutarının tespitinde indirilecek giderler olarak değerlendirilmiştir.
Düzenlemede ticari kazancın tespitinde indirilecek tedavi ve ilaç giderleri, personelin bu nitelikteki giderleri ile sınırlanmış, bunun dışında bir sınırlama getirilmemiştir. Bu nedenle personelin yakınları için yapılan sağlık harcamaları 2 numaralı bent kapsamında gider yazılması mümkün görülmemektedir. Bu kapsamda yapılan harcamalar ücrete dâhil edilip üzerinden gelir vergisi hesaplanması gerekmektedir.
Sadece personel için yapılan sağlık ve tedavi giderleri ise Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 2 numaralı bendine göre sınırsız olarak gider kabul edilmekle birlikte, bu bent kapsamındaki giderlerin sosyal nitelikli giderler olduğu unutulmamalıdır. Yapılan harcamanın sağlık ve tedavi gideri niteliğinin ötesine geçmesi veya bu hizmetten yararlanan personelin kişisel harcaması boyutuna ulaşması yurt içindeki herhangi bir sağlık kuruluşunda tedavisi mümkün olan bir sağlık sorunu için, yurt dışında yapılan ve önemli bir tutara ulaşan harcamalar gibi giderlerin vergi matrahından indiriminin mümkün olup olmayacağı tartışılabilecektir.
Maliye Bakanlığınca verilen çeşitli özelgelerde, işveren tarafından personel adına yapılan bazı sağlık giderlerinin ve personel adına özel sağlık kurumlarına yapılan ödemelerin, hizmet erbabına sağlanan menfaat olarak kabul edilerek, bu ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/2. maddesine göre değil, ücret olarak ücret bordrosu üzerinden aynı kanunun 40/1. maddesi uyarınca gider yazılması gerektiği açıklanmıştır. Ancak bu kapsamda GVK 40/2’de yer alan tedavi ve ilaç giderlerinin sadece işyeri ve müştemilatı ile sınırlı olmadığını, işletme dışında, örneğin işletmenin anlaşma yaptığı bir sağlık kuruluşu vasıtasıyla verilmesi durumunda da ücrete dâhil etmeden gider olarak dikkate alınabileceği kanaatindeyiz.
Comments